Henüz on yaşındaydı ve okulun sessiz köşelerinden birine çekilmiş, defterine dağınık ve zor okunan harfler karalıyordu. Arkadaşları onun el yazısına bakıp alay ediyor, “Bu ne biçim yazı? Bunu kimse okuyamaz!” diyerek kahkahalar atıyorlardı. Utancını saklamaya çalışsa da yazdıklarının üzerine eğiliyor ve daha çok karalıyordu. Belki de kimse onun yazısını anlamasın diye özellikle karmaşıklaştırıyordu. Bugün bilim dünyasının dâhisi olarak tanıdığımız Einstein, ...
Olay 1944’te geçer. Ben o zaman bir günlük gazetede ayda yetmiş liraya çalışırdım. Sabah saat dokuzdan, onikiye kadar iktisat ve eğitim muhabirliği yapardım, öğleden sonra da adliye muhabirliği… Ayrıca hergün bir anket yada röportaj yazmaya da mecburdum. Akşam oldu mu, gazetenin günlük hikayesini, sonra hergün bir fıkra yazardım. Gece, radyoları dinler, Ankara haberlerini telefonla alır, patron bir yabancı dergiden çevrilecek ...
Merhaba, Ben Pelin Eren
Uzman öğretmen, grafoloji ve yazı analizi danışmanı. Danışmanlık için bana ulaşabilirsiniz.