Sol yanım…

Sol yanımız geçmişimizmiş meğer, aynı yazdığımız kağıdın sol tarafı gibi… Bir takipçimin “neden fotoğraflarda sürekli sol yanağınızı tutuyorsunuz? diye sormasıyla başlayan süreçte kazıdıkça yeni bir bilgi çıktı alttan pırıl pırıl.. Sürekli sol tarafımda bir bölgenin ağrıdığını fark ettim mesela, sağımda hiçbir noktada ağrı yoktu, psikolojik olabilir miydi? Kalbimiz orada ondandır o.Kedidir kedi !! Tamam diyelim ki kabul ettim zaten okuduğum birçok kaynak da bunu desteklemişti. Peki bu bilgiyle ne yapmalıydım şimdi? Çocukluğumuz, dünyayı ve ilişkileri öğrendiğimiz anne babamızmış sol yanımız. O zaman çocukluğumu düşünmeliydim. Annem, babam bana nasıl davranıyordu? Bana nasıl davrandıklarını hiç hatırlamadığımı fakat birbirlerine nasıl davrandıklarını her ayrıntısıyla hatırladığımı farkettim. Çocuk hafızamda aşk, ilgi, nezaket pek yoktu. Ağır bir sessizlikti hatırladığım, genelde yüksek bir gürültüyle bozulan ağır bir sessizlik. Muhtemelen sustukları her anı ben de içselleştirip boğazımda düğümlemiştim. Penisilinle iyileştirilmeye çalışılan boğazımın derdi belli ki sadece bakteri değildi. Duygularından bahsetmek istiyordu çocuk “korkuyorum öyle uzun süre susmayın” demek istiyordu. “Birbirinizi sevmeniz beni sevmenizden daha iyi geliyor bana” demek istiyordu. Hatta “ayrılın lütfen beni özgürleştirin sizi mutlu görmek istiyorum” demek için çıldırıyordu. Çoğu gece soğuk zemini hissetmeyen ayaklarım her susuşlarını dinliyordu kapı önünde..

Neyse annem gerçekten mükemmel bir arkadaş ve ebeveyn oldu bana hep. Özgüvenimi, cesaretimi ona borçluyum. Hep dedi ki senin için ayrılmadım Pelin. Mutsuzdu kadın, şimdi daha iyi anlıyorum onu.

Babam aramızdan ayrıldıktan sonra mücadelemiz bitti. O tam bir savaşçıydı. Herkese her fikre bir itirazı vardı. Çok yetenekliydi. Tanıdığım en iyi okur, en iyi yazar, en iyi çizer oydu. Fakat bu aile olma mücadelesinde yani bu savaşta hepimiz kaybetmiştik. Onu kaybettikten sonra yas sürecinin inkar, öfke, pazarlık, depresyon süreçlerini yaşamadığımı direk kabullenme kısmına geçtiğimi fark ettim. Meğer yaşarken geçmişim bu süreçlerden.

Peki derinlere fazla dalmadan gelelim şimdiki zamana, bunca bilgiden çocuklarımızın sol yanlarına destek için neler çıkardım?

Sizin görmezden geldiğiniz şey kendi kendine yok olmayacak. Çocuklarınıza verdiğiniz para, aldığınız pahalı şeyler hiçbir sevginin yerini tutmayacak. Annesine sessiz ya da gürültülü şiddet uyguladığınız kızınız onu ne kadar sevdiğinizi değil, annesine nasıl davrandığınızı hatırlayacak. Babasının arkasından konuştuğunuz oğlunuz eşine güvenmeyecek. Küçükken babasına sarılmaya çalışan oğlunuz sımsıkı bir karşılık göremezse aile olduğunda tüm ailesini sımsıkı saramayacak. Ömrünce savaşacak ki herkesle, babası ona yüzünü dönüp sımsıkı sarılır belki bir gün diye.

Sol yanımız boş bizim tutuyoruz ki denge bozulmasın..

Bahattin Gariboğlu anısına…